İştirak Nafakası Nedir?
İştirak nafakası, çocukların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, velayet hakkı olmayan ebeveyn tarafından ödenen nafaka türüdür. Bu nafakanın amacı, çocuğun büyütülmesi, eğitimi, sağlık, barınma ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılanmasına velayeti elinde bulundurmayan ebeveynin maddi katkıda bulunmasıdır. Eşlerin kusurlu olup olmadığı bu nafakanın belirlenmesinde önemli değildir. İştirak nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Velayet kendisine verilmeyen eş, çocukla kişisel ilişkisini düzenlerken, çocuğun sağlık, eğitim ve ahlaki gelişimini göz önünde bulundurmalıdır. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine, maddi gücü oranında katkıda bulunmak zorundadır.”
İştirak Nafakasını Kimler Talep Edebilir?
İştirak nafakası talep etme hakkı, Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesinde belirli kişilerle sınırlıdır. Bu kişilere, çocuğa fiilen bakan anne veya baba, çocuğun adına nafaka davası açma hakkına sahiptir. Ayrıca, ayırt etme gücüne sahip olmayan çocuklar için nafaka davası, kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip çocuklar ise doğrudan nafaka davası açabilir.
İştirak Nafakasında Görevli Mahkeme ve Yargı Usulü
İştirak nafakası davalarına Aile Mahkemeleri bakar. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir. Dava açarken yetki konusunda bir sorun yaşanmaması adına, dava, nafaka alacaklısının ikametgahındaki Aile Mahkemesinde açılmalıdır. Ancak doktrin, davalının yerleşim yerindeki mahkemenin de yetkili olduğunu kabul etmektedir.
Boşanma veya ayrılık kararı kesinleştikten sonra, mahkeme tarafından tedbir nafakası olarak belirlenen miktar, iştirak nafakasına dönüşerek ödenmeye devam eder.
İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesi
Türk Medeni Kanunu’nun 330/1 maddesi, iştirak nafakasının miktarının belirlenmesi için bazı kriterler öngörmüştür:
“Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynlerinin yaşam koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.”
Nafaka miktarı, çocuğun yaşam koşullarını etkileyen ebeveynin maddi durumu da göz önüne alınarak hakkaniyetli bir şekilde belirlenir. Ayrıca ilerleyen yıllarda nafaka miktarı, tarafların talebi üzerine Türk Medeni Kanunu’nun 182/3 maddesi gereğince yeniden belirlenebilir.
“Hâkim, tarafların talebi doğrultusunda, nafakanın ilerleyen yıllarda ne kadar olacağını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre karara bağlayabilir.”
Nafakanın miktarı belirli değilse ya da tarafların mali durumu değişirse, her iki taraf da nafaka miktarını değiştirebilmek için dava açabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesinde düzenlenen bu konu şu şekilde açıklanır:
“Durum değişirse, hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”
İştirak Nafakasının Sona Ermesi
İştirak nafakası, çocuğun ergin olmasıyla sona erer. Çocuk, Medeni Kanun’a göre 18 yaşına gelmeden de ergin olabilir. Çocuğun evlenmesi ya da mahkeme kararıyla ergin kılınması durumunda iştirak nafakası sona erer. Ancak çocuğun eğitimine devam etmesi halinde, 18 yaşını doldurmuş olsa bile iştirak nafakasının devam edeceği belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesinde şu hüküm yer alır:
“Ana ve babanın bakım yükümlülüğü, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olsa da eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba, durumlarına göre, eğitimi tamamlanıncaya kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür.”
Buna ek olarak, nafaka yükümlüsünün ölmesi durumunda iştirak nafakası sona erer.
İştirak Nafakasında Zamanaşımı
Mahkeme kararları 10 yıl sonra zamanaşımına uğrar (İcra İflas Kanunu, 39/1). Ancak, nafaka yükümlülüğüne ilişkin mahkeme kararları zamanaşımına uğramaz. Nafaka borçlusu, birikmiş nafaka alacaklarını, 10 yıl geriye kadar alabilir.
İştirak Nafakasının Ödenmemesi Durumu
İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda, maaşa haciz veya taşınmazların icra yoluyla satılması gibi yöntemlerle nafaka tahsil edilebilir. Nafaka ödenmezse, alacaklı, borçlunun hapis cezasına çarptırılması için başvurabilir. İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesinde bu durum şu şekilde açıklanır:
“Nafakaya ilişkin kararların yerine getirilmemesi halinde, alacaklının şikayeti üzerine borçlu üç aya kadar tazyik hapsine mahkum edilebilir. Hapis cezası uygulandıktan sonra nafaka ödenirse, borçlu tahliye edilir.”
İştirak Nafakasının Artırılması
Boşanma sonrası verilen iştirak nafakası, değişen koşullar nedeniyle artırılabilir. Nafakanın artırılması talep edilebilir, çünkü nafaka sabit kalmamalıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesi, nafakanın artırılması için şu hükmü getirmiştir:
“Durum değişirse, hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”
İştirak nafakasının artırılmasıyla ilgili Yargıtay, nafakanın yıllık artış oranını belirlerken TÜİK’in ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) oranı gibi ekonomik verileri dikkate alır.
İştirak Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması
İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, ekonomik koşullar ve ebeveynlerin mali durumu göz önünde bulundurularak kaldırılabilir ya da azaltılabilir. Yargıtay’a göre, nafaka takdirinde tarafların ekonomik durumu, gelir düzeyleri ve çocukların alıştığı yaşam standartları da dikkate alınmalıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 176/4. maddesi de, tarafların mali durumundaki değişikliklere göre nafakanın azaltılabileceğini belirtir.
Nafakanın artırılması, azaltılması ya da kaldırılması gibi değişiklikler, mahkeme yoluyla yapılabilir. Taraflar, değişen koşulları göz önünde bulundurarak mahkemeye başvurabilirler.